1) İNTERNETTEN İÇERİK KALDIRMA/SİLDİRME
Günümüzde internet, bilgi paylaşımının en hızlı ve yaygın şekilde gerçekleştiği alanlardan biridir. Ancak, dijital dünyada yayılan içerikler her zaman olumlu sonuçlar doğurmaz. Kimi zaman bireyler ve şirketler hakkında yanlış, yanıltıcı veya zarar verici paylaşımlar yapılabilir.
İnternette yayınlanan resim, video, haber, yorum ve diğer içeriklerin kaldırılması veya silinmesi mümkündür. Eğer bir içerik kişilik haklarınıza müdahale ediyor, itibarınızı zedeliyor, ticari çıkarlarınızı olumsuz etkiliyor veya hukuki haklarınızı ihlal ediyorsa, belirli yasal ve teknik yollarla kaldırılmasını talep edebilirsiniz.
Bu makalede, hangi durumlarda içerik kaldırma talebinde bulunabileceğinizi, hangi yasal haklara sahip olduğunuzu ve hangi adımları takip etmeniz gerektiğini detaylı bir şekilde ele alacağız.
2) MEVCUT YÖNTEMLER VE ETKİNLİKLERİ
2.1 Site Yöneticisine Başvuru
İnternetten içerik kaldırma veya sildirmek için birkaç farklı yöntem izlenebilir. Kaldırılmak istenen içeriğin yayınlandığı web sitesinin iletişim bilgilerine ulaşılarak web sitesi yöneticisinden yayının silinmesi yada kaldırılması talep edilebilir. Ancak genellikle site yöneticileri bu tarz taleplere yanıt vermez, bu nedenle de içerik kaldırılmaz.
2.2 Google’a Başvuru ve “Unutulma Hakkı”
İnternetten içerik kaldırılması için başvurulabilecek bir başka yöntem ise unutulma hakkı kapsamında Google’a başvurmaktır. Google, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın 2014 tarihli kararı sonrası “unutulma hakkı” kapsamında bazı başvuruları kabul etmekte ve kişinin adını arattığında çıkan sonuçları kaldırabilmektedir. Google, yapılan başvuru sonucunda kişilik hakkı ihlal edilen kişinin sonuçlarını arama motorunda göstermeyebilir ancak yayın içeriği kaynak web sitesinde halen daha yer almaya devam eder. Bu nedenle içeriğin kesin olarak kaldırılması veya silinmesi söz konusu olmaz. Sadece bir süreliğine arama motorundan içeriğin kalkması durumu gerçekleşebilir, bu durum da istediğiniz sonucu elde etmenizi sağlamaz.
2.3 Arama Sonuçlarının Gerilere İtilmesi (SEO Yöntemi)
Yine bir başka yöntem de içeriğin arama motorunda çok gerilere itilmesini sağlayarak görünürlüğünü azaltmaktır. Bu yöntemde ek SEO çalışmaları yapılarak içeriğin ilk sayfalardan uzaklaştırılması sağlanır. Ancak söz konusu bu yöntem uzun bir zaman gerektirmekte, yine kaynak web sitesi yayınları korunduğundan etkili bir sonuç alınmasını önlemektedir.
2.4 En Etkili Yöntem: Hukuki Başvuru
İnternetten içerik kaldırma konusunda en etkili ve kesin çözüm, hukuki yollara başvurmaktır. İnternette yayınlanan haber, resim, video, yorum gibi içeriklerin kaldırılması için Türk hukukunda gerekli düzenlemeler uzun süredir mevcuttur. Kişilik haklarının ihlali, özel hayatın gizliliği ve unutulma hakkı kapsamında açılan davalar, içeriğin erişime engellenmesi ya da tamamen kaldırılması ile sonuçlanabilmekteydi.
Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin son iptal kararı sonrasında yasal boşluk oluşmuş ve bu alandaki uygulamalar belirsizleşmiştir. Bu nedenle, artık içerik kaldırma sürecinde hukuki bilgi ve tecrübe her zamankinden daha önemlidir.
Eğer internette hakkınızda yer alan içeriklerin kişilik haklarınızı ihlal ettiğini düşünüyorsanız ve bu içeriklerin kaldırılmasını istiyorsanız, hukuki süreci doğru yönetmek adına uzman desteği almanız büyük önem taşır.
Kotiloğlu Hukuk Bürosu olarak, internetten içerik kaldırma, kişilik haklarının korunması ve unutulma hakkı konularında kapsamlı hukuki danışmanlık ve temsil hizmetleri sunmaktayız. Uzman ekibimiz, güncel yargı kararları ve mevzuat değişikliklerini yakından takip ederek, haklarınızın en etkin şekilde korunması için size özel stratejiler geliştirmektedir. Detaylı bilgi ve danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
3) UNUTULMA HAKKI VE YARGITAY'IN YAKLAŞIMI
Türk hukukunda internetten içerik kaldırma davaları, özellikle kişilik haklarına saldırı ve unutulma hakkı kapsamında değerlendirilmekteydi. Bu davaların hukuki dayanağını ise Anayasa'da güvence altına alınan kişilik hakları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kapsamında gelişen "unutulma hakkı" ve bu haklar ile ifade özgürlüğü arasındaki denge oluşturmaktaydı. Uygulamada, bu taleplerin yargısal süreçteki usulü ise 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 9. maddesi uyarınca işliyordu.
Bu konuda Yargıtay, önemli içtihatlara imza atmıştır. Örneğin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17/06/2015 Tarihli, 2014/4-56 Esaslı, 2015/1679 Karar sayılı kararında unutulma hakkının kapsamı ve kişilik haklarının korunması açıkça belirtilmiştir:
“Başvuruya konu haberlerin ilk kez yayınlandıkları tarihte, herhangi bir eleştiri veya yorum yapılmaksızın internet üzerinde yorumsuz biçimde yayınlanmalarının, olay tarihinde kişilik haklarına karşı bir saldırı veya ihlal içermediği, bu hâliyle ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilebileceği, başvuranların beraat etmeleri sonucu, aradan geçen dokuz yıl sonra, haberin “güncellik” değerini yitirdiği, dolayısıyla haberin o tarihte “gerçeklik ve doğruluk” kriterlerini karşılamasının artık bir önem kalmadığı, habere konu olan yargılama sürecinin tüm aşamalarıyla sona ermesiyle birlikte, habere konu olan kişiler için haksızlık içeren durumun, toplum tarafından öğrenilmesinin, geçmişte gerçeklik ve doğruluk payı varmış gibi ifşa edilmesi anlamına gelebileceği, dolayısıyla adı geçen habere istenildiği zaman ulaşılmasının, toplum açısından yanlış algılamaya yol açabileceği, başvuranların istenmemesine rağmen, geçmişlerinde yer eden olumsuz tecrübelere dair haberlere, toplum tarafından istenen her anda kolaylıkla ulaşılmasının başvuranların kişilik haklarını zedelediği, sonuç ve kanaatine varıldığından…”
Bu karar, beraatle sonuçlanan bir yargılama süreci sonrasında haberin güncelliğini yitirmesi ve kişinin isminin olumsuz bir olayla ilişkilendirilmesinin kişilik haklarına saldırı teşkil edebileceğini vurgulamıştır. Yargıtay içtihatlarında, unutulma hakkının detayları açıkça belirtilmiş, kişilik haklarının zedelenmesi ile basın özgürlüğünün sınırları kesin bir dille çizilmiştir. Bu sayede, kişilik haklarına saldırı veya unutulma hakkı kapsamında açılan davalar kabul edilmekte ve ilgili içerikler kaldırılabilmekteydi.
4) ANAYASA MAHKEMESİ'NİN İPTAL KARARI VE OLUŞAN HUKUKİ BOŞLUK:
Anayasa Mahkemesi, 11/10/2023 tarihinde (E:2020/76, K: 2023/172 sayılı kararı) 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un bazı maddelerinde kritik iptal kararları almıştır. Bu kararların temelinde, kanundaki "erişimin engellenmesi" ifadesinin yeterli olmadığı, bunun yerine "içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi" gibi daha geniş yetkiler veren ifadelerin getirilmesinin Anayasa'ya aykırı olduğu tespiti yatmaktadır. Anayasa Mahkemesi, yasa koyucunun bu düzenlemelerle ifade ve basın özgürlüğüne orantısız bir müdahalede bulunduğunu değerlendirmiştir.
Önceden, mahkemeler kişilik haklarına saldırı durumunda hem "erişimi engelleme" hem de "içeriği tamamen kaldırma" kararı verebiliyordu. Ancak, kanunda yapılan değişikliklerle bu yetkinin kapsamı genişletilmek istenmiş, yani sadece erişimi engellemekle kalmayıp içeriğin internetten tamamen silinmesi imkanı da getirilmiştir. Anayasa Mahkemesi, bu geniş yetkilerin keyfi uygulamalara yol açabileceği ve temel hakları gereğinden fazla kısıtlayabileceği endişesiyle bu genişletici hükümleri iptal etmiştir. Özellikle, kanunun 8. ve 9. maddelerinde yer alan ve "içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi" ifadeleriyle yayınların tamamen kaldırılmasına olanak sağlayan hükümler, Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Mahkeme, ayrıca sorumluluk alanının genişletilerek "içerik, yer ve erişim sağlayıcıların sorumluları" gibi daha fazla kişiyi kapsamasının da sorunlu olduğunu belirtmiştir.
4.1 9 Aylık Süre ve Meclis’in Sessizliği
Anayasa Mahkemesi iptal kararının yürürlüğe girişini 10.01.2024 tarihli Resmî Gazete yayımı itibarıyla 9 ay sonraya (yani 10.10.2024'e) erteledi. Yani bu iptal kararları, Resmi Gazete'de yayımlandıktan dokuz ay sonra yürürlüğe girmiştir. Anayasa Mahkemesi, yasa koyucuya bu süre zarfında iptal edilen hükümler yerine Anayasa'ya uygun yeni düzenlemeler yapması için bir fırsat tanımıştır. Ancak, bu dokuz aylık süre içerisinde herhangi bir yeni yasal düzenleme yapılmamıştır.
5) UYGULAMADA NE DEĞİŞTİ?
Kararın yürürlüğe girmesiyle birlikte;
Daha önce unutulma hakkı veya kişilik hakkı ihlali gerekçesiyle kaldırılması sağlanan içerikler için başvurular artık reddedilmektedir.
Mahkemeler, Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilen hükümleri dayanak alamadıkları için içerik kaldırma kararı verememektedir.
Vatandaşlar, internette yer alan zararlı içeriklere karşı hukuki korumadan fiilen mahrum kalmış durumdadır.
6) BU HUKUKİ BOŞLUK NASIL GİDERİLİR?
Sonuç olarak, 5651 sayılı Kanun'un internetten içerik kaldırmaya ilişkin kritik hükümleri tamamen yürürlükten kalkmıştır.
Bu durum, internetten kişilik haklarına saldırı nedeniyle içerik kaldırmak isteyenler için büyük bir hukuki boşluk yaratmıştır.
Zira, mahkemeler artık bu iptal kararı nedeniyle "içeriğin tamamen kaldırılması" yönündeki talepleri reddetmekte, bu da mağduriyetlerin devam etmesine yol açmaktadır.
Bu durumun çözülmesi için yasa koyucunun ivedilikle yeni bir yasal düzenleme yapması zaruridir.